Yarım bıraktığım cümlelerim var benim, defalarca yazıp yazıp sildiğim. Belki kırılırsın diye defalarca düşünüp beynimi sadece seni kırmamaya adapte ettiğim yarım bırakılmış cümlelerim. Bazen de yanlış anlaşılmaktan korktuğum, söylersem seni kaybedeceğimi düşündüğüm cümleler. Kaybedilen birşey tekrar kaybedilebilinir miydi ki? Sanırım kendime önce bu soruyu sormam gerekir. Beni bıraktığın gün cümlelerim gibi yarım kaldım, boğazımın düğümlenişi gibi düğümlendi sözcüklerim, kelimelerim, cümlelerim… Kalbimi sadece sana açmışken, kalbime “sadece senin olacağının” müjdesini verip içimde yaşayan bayrama bende iştirak edip birkaç şeker ve içecek alıp kendi mutluluğumu seyretmiştim öyle soğuk bir kış günü bir cam kenarında. Yine aynı soğuk kış gününde gidişinle mutluluğumun hüzne dönüşmesini izledim, birgün çıkıp geleceğinin hayalleri oldu hep, onlarda yarım kaldı diğer yarım kalan herşey gibi. Hiç düşünmedim senin yokluğunda başkalarının çokluğunu, hiç. Zaten aklımda tamamen sen varken, nasıl düşünebilirdim ki? Beynim tamamen seni düşünmekle meşgulken başka şeyleri nasıl düşünebilirdim ki, yemeyi-içmeyi mesela, nefes almayı… nasıl düşünebilirdim ki. Öylece bitkisel hayatta doktorun hasta yakınlarına “Allah’tan ümit kesilmez” dediği hasta gibiydim yine yarımdım, yarım kalan diğer her şey gibi. Yarım kelimesini sadece seninle olan anlarımda kullanacağım bir kelime olduğunu düşünmüştüm hep, bir elmanın yarısı, bir ömrün yarısı… Geri kalan her şeyde bir tam olmayı düşünmüştüm seninle, “sen/ben” yerine “biz”li cümleler kurmuştum hayatımın ve hayalimin her anında. Ama sendeki diğer anlamını görememiştim, “yarım bırakmak” söylemi ne kadar basit ama eylemi nasılda bir devrim olmuştu içimde. Sakarya’daki 99 depremi gibiydim, dümdüz olmuştum. Bir annenin ölen yavrusunu kaybedişinde içinde yaşadığı deprem gibiydim. Biricik oğlunun asker dönüşündeki evlilik heyecanıyla yanıp tutuşan annenin, şehit haberini aldıktan sonra “yıkılma” kelimesinin içini sayfalarca ağıtların, hüzünlerin dolduramayacağını o gün anladım ben, beni “yıktığın” gün. Yarım bırakılmış cümlelerim var benim, yarım bırakılmış cümleleri olan herkes gibi. Tamamlamak istercesine seni ölümüne, yarım bıraktığın gibi yarım kalmış cümleler bunlar. Son olarak sözlerimi Turgut Uyar’ın o eşsiz sözüyle gelmeyeceğin o günlere ısmarlıyorum.
Herkesin bir umudu vardır.
Bir savaşı, bir kaybedişi,
Bir acısı, bir yalnızlığı, bir hüznü..
Çünkü herkesin bir gideni vardır,
İçinden bir türlü uğurlayamadığı.
– Turgut Uyar
Yorumlar
Yorum Gönder